Current local time in
Istanbul, Turkey

27 Eylül 2010

Mudanya. Gidenya?

Kim geliyor?

21 Eylül 2010

pek şat...

Kamera: İM
Işık: TK
El: Maradona
Sponsored by: HM
Special Thanks: Klan

14 Eylül 2010

Sevgili Tayfun, Birlikte nice keyifli yollara ve gün batımlarına...Mutlu yıllar...



13 Eylül 2010

Amasra, veya...

www.amasra.biz sitesindeki güzel fotoğraf
İstanbul - Amasra arası 439 km imiş. Ama herhalde otoyoldan belli bir yere kadar gidip, Bartın üzerinden bu hesaplama. Kıyı kıyı gidilse yol kısalır mı? Uzar mı? (Başka bir hesapla, İstanbul Zonguldak 331 km, Zonguldak Amasra 106 km görünüyor.) Daha çok yer görülmez mi? Grup üyeleri biraz daha çalışkan olsa da böyle bilgiler paketleyip koysa, öneriler yapsa güzel olmaz mı?

Buyrun iki restoran, bir otel... Daha ne olsun?
Tuana Balık Restoran


10 Eylül 2010

Keşan, anyone? [Seral'in tavsiyesi ve haritamsı eklendi]

Motorlar soğumadan, yağmurlar başlamadan,
Keşan, anyone?
Örneğin, 1 Ekim öğleden sonra çıkış. Pazar akşam üzeri dönüş.
Hava izin verirse tabii. Ne de olsa Trakya.

Keşan uzmanı, motorcu -chopper olmasa da- kardeşimiz Seral Çelikbaş ile konuştum. Bu yaz iki kez, yalnız, gitmiş Keşan'a. Yol çok iyi imiş. Tekirdağ'da köfte molası diyor. [Yihuuu, gene köfte!] Ama, Keşan'da pek bir şey olmayabilirmiş, roman düğününe denk getirmeliymiş. "Ben," diyor, "sahile iniyorum." Bkz. alttaki haritamsı.





Vaay be, nassı bindik ama... huh!

Mito'ya dikkat! Gidip motoruna uzanacak!

Allah rahatlık versin Mito!

Yalova, feribot gişeleri...

Vardık. Uuu, kalabalık. Millet dönüyor. Bilet? Yer yok. Ehhem, ama biz motosikletiz, kenara sığarız. Kaptana soracağız, alırsa yükleriz. Bekle baba bekle. Karardık. Bekledik. Karardık. Neyse, sonunda bindik. Hem de en öne. :  )


Niyetimiz Gemlik'te yemek. Bu kez İnegöl'de köfte değil çay molası verdik...


Allahım ne sıcaktı yahu...
İnegöl'de, Bursa yönüne doğru sağda, bir benzincinin yanında ama sanki allahın bir süreliğine unuttuğu bir köfteci. Çay da iyi değildi. Ama dinlenmek iyi geldi. Müesseseye destek olsun diye bir porsiyon köfte yedim. O fena değildi. Zaten İnegöl'de kötü köfte bulmak herhalde çok zor.

Dönüşte...

Bozüyük civarı da, özellikle Eskişehir - Bilecek - Adapazarı güzergahındaki otoban ve demiryolu inşaatından nasiplenmiş. Viyadüklerden ve tabelalardan anlaşıldığı kadarıyla, herhalde uzak olmayan bir tarihte İstanbul -  Ankara arası hızlı tren seferleri başlayacak.



Mithat harika çanta bağlar.

Nasıl yapar, bilmiyorum. Ama çantasını her zaman zıpkın gibi bağlar motora. Motorun genel görünümü hiç etkilenmez. Çanta oradan buradan sarkmaz, sağa sola yatmaz. Çanta her zaman küçücüktür. Buna ne sığar ki dedirtecek kadardır. Ama kaç günlük bir gezi olursa olsun, Mithat'ın üzerindeki tişörtler değişir durur. Ve ben hep aynı soruyu sorarım Mithat'a: "Ya Mito, kaç tişörtün var senin allah aşkına?"
Mito, bunun dijital bir kitabını yapalım mı? Yeni motorculara yol gösterir.

Dönüş günü

Sabah simit ve haşhaşlı çörek almaya gittim. Yaya. Döndüğümdeki ışık bu. Birazdan, biz kahvaltıdayken, aşağıdan haber ulaştıracaklar: "Trafik polisi geldi, 30 Ağustos töreni yapılacak, motorları kaldırımdan kaldırın! dedi." Napalım, geçit töreni var herhalde. (Genelde burda olmaz ama, neyse...) İneceğiz ve motorları otelin arkasına çekeceğiz. Geçit töreni filan yok tabii. Ama akın akın gelen, tören üniformalı subaylar var. Otelin karşı kaldırımındaki Ordu Evi'ne gidiyorlar. Tören oradaki olsa gerek. Hmm.

Motorlar otelin arkasında. (Öndeki sarı bisiklet, elinde bazı kağıtlarla bir yerlere giden memurun. Sanki bir şey saatlerini okuyor veya bir takım faturalar filan bırakıyor. Bisiklet bir süre sonra kaldırıma devriliyor. Çünkü adam kötü ayarladı kaldırıma dayanan pedalı... Mithat yetişip kaldırıyor, sağlamlıyor duruşu.)
Mithat çantasını bağlamaya başlamış bile.

Benim odadan...


Odunpazarı


Odunpazarı'nın restore edilmiş evlerinden birindeki restorana, iftara gittik! Süperdi. Kulakları acıtmayan harika bir de canlı Türk musikisi grubu vardı.

Kuleler


Efenim, kulelerin açıklaması. İnşaatın önündeki tabeladan.

Motora böyle binsek n'olur?


Mithat mı sorduydu??


Santa (Sanki) Maria


HM: Tayfun, kaptana sorar mısın, tekerlekli sandalyemle binebilir miyim? Motoru almadılar, bari bunu alsınlar...



Biraz Eskişehir koksa da, S. Maria'nın kilerinin replikası...

Eskişehir Bilim Sanat ve Kültür Parkı


Sazova denen mahalde kurulu Eskişehir Bilim Sanat ve Kültür Parkı'na gittik. İlginç bir yer. Resmi sitelerden birinde şu bilgiler veriliyor:


Yaklaşık 400.000 m2lik alanı ile Eskişehir’in en büyük parkı. Çeşitli su sporları ve aktiviteleri için büyük bir gölet, restoranlar, 2000 kişilik  anfi tiyatro, bire bir ölçülerde korsan gemisi (Santa Maria'nın replikası), masal kahramanlarından oluşan oyun grupları, çocuklar için su oyun alanı, engelli çocuklar için oyun alanı, ilköğretim ve lise çağındaki öğrenciler için büyük bir de planetaryumu olan bilim deney merkezi, masal şatosu barındırıyor. Park alanında küçük bir tren çalışıyor.


4 Eylül 2010

Yazılıkaya çevre...

Aletleri bunda mı denemişler? Yazılıkaya'nın arka cephesinden ileriye, yine kayalık yamaçta ilerliyoruz.














(Sit sorumlusunun tarifine göre, yamacın alt yanına doğru bir kaynak suyu varmış, onu bulacağız.)

Merdiven nereye gidiyor? Bir suyun buralarda aktığı, kayaya oyulmuş bazı havuzumsu veya yalağımsı yerlere dolduğuna dair ipuçları var...

Gerçekten de, yamacın alt yanında, hâlâ bir su çağlıyor. 1960 diye bir tarih var. O zaman bir çeşme yapılmış Suişleri mi Karayolları mı kimse yapan artık... Suyun datı ahım şahım değil ama soğukluğu fena değil. Ve tarihi olması yetiyor. Ben su şişesini doldururken, Tayfun durumdan yararlanmaya kalkıyor ama şişedeki sudan bir miktarı pantalonunun önüne doğru uçunca 'Aahhhh!' sesiyle vazgeçiyor.

Burada yaşamış olamaz mıyız ki?


Millet nişe çıka çıka delmiş yani duvarları.


Ve kaya.

Çok kötü baktığımız, dünya mirasına dahil edilmesi
söz konusu olmuş (sonuç ne?) müthiş anıt.
İnsan kendini garip hissediyor. Önünde neler oldu acaba?

Erik!!


Belki de dünyanın en lezzetli eriği! 


Yazılıkaya tarihi alanında kurulu, ilkokul görünümlü ama 
adı kültür merkezi olan binanın bahçesindeki ağaca, 
sorumlu kişinin yönlendirmesiyle çıkan Mito topladı...


Yazılıkaya



Midas - Yazılıkaya


Seyitgazi'den Afyon yoluna devam edildiğinde, Friglerden kalan önemli tarihi anıt Yazılıkaya'nın bulunduğu Midas Şehri sapağı uzak değil. Sapaktan Yazılıkaya 26 km.

SBG


Orada, tepede.




















Seyitgazi.

Bizim tabelalar da hiç fena değil aslında...



İşte bu.



Bomanti


Bomanti!
Bomonti adının 'promasyon' türünden türevi zahir.
Ama allah için, güzel yer ve güzel insanlar.
Bir ara , şef Fahri bey geldi ve  leblebi bıraktı masaya.
Ve, "Zübeyde hanımın oğlu gönderdi!" dedi...


Gitmek isteyenler için kayda geçelim.
Anadolu Düğün Salonunun altı.
Anadolu Üniversitesi ana girişi yakınlarında.