31 Temmuz 2006
28 Temmuz 2006
25 Temmuz 2006
23 Temmuz 2006
17 Temmuz 2006
14 Temmuz 2006
11 Temmuz 2006
KAWASAKI VN 1500 CLASSIC / Mr. Animal HABERLERI...
Şafttan yağ geldiği, lastiğe ve civarındaki aksama bulaştığı görüldü. "Allah Allah ne ola ki?" denildi. Z Moto Burak usta arandı. Burak usta, önemli değil keçesinde sorun vardır gelmenize, yani görmeme gerek yok keçeyi değiştirmek lazım, sipariş verelim 3 haftada gelir dedi. Böyle kullansam ne olur diye sorulacak olundu. Şaftın kayar şeklinde yanıt alındı. Dün motoru götürdüğüm bir başka usta tarafından da tesadüfen balataların bitmek uzere olduğu görüldü. Netice itibarıyla motorun çeşitli aksamları arasına bir miktar avro sıkışmış. Mr. Animal ikinci bir emre kadar, yani sipariş verilip DHL'e 80 avro ödenip parçalar gelen kadar 5 gün süreyle kızağa çekiliyor. Üzüntü var. Nihayetinde ayın 26'sında Çeşme yollarına düşülecek, o vakte kadar Mr. Animal'ın her türlü bakımı yapılmalı. Bu güzel havalarda 4-5 gün boyunca Mr. Animal'la seyahat edememek üzündürücü. Demiştik değil mi "yol cümlemizden kalıcı" diye.
10 Temmuz 2006
Her şey bir sms'le başladı.
KLAN'ın iki üyesi Ergin Akış ve Tayfun Kısacık bir pazar gününü daha evde pinekleyerek geçirmek istemediler. Ergin Akış'ın Cumartesi gecesi sms'le yaptığı Şile teklifi anında, ikiletmeden kabul edildi. Sabah 08.30 yataktan kalkıldı, 08.55 motora atlandı ve 09.30'da Moda'ya varılarak Moda Çay bahçesinde elinde poğaçalarla bekleyen Ergin Akış'la çay eşliğinde minik bir kahvaltı yapıldı. Saat 10.00'da yola çıkıldı. 11.20'de Şile'ye 5km mesafedeki Işık Üniversitesi kampüsüne varıldı. Ergin'in oğlu Eril'le tanışıldı. Eril'e hoşçakal denilerek Şile'ye gidildi. Şimdi Eril neden bırakıldı geride diyeceksiniz biliyorum. İstanbul'dan kız arkadaşı gelecekmiş öyle dedi... Ehehe. Aferin Eril. Şile'de teyzeme uğradık sonra, kuzenler, yeğenler millet oradaydı. küçük bir kahvaltı atıştırması daha. Sonra Şile sahil. Bir baraka bulundu iki bira istendi, içildi, konuşuldu. Sonra yola çıkıldı. Yolda bir kaza görüldü. Tüyler diken diken oldu. İki dakika önce oradan geçiyor olsak o takla bizim üstümüzden atılabilirdi. Allah'tan cankaybı yoktu. Saat 17.00 İstanbul'da Moda'ya varıldı. Gelenek devam etti. Kokoreç yendi, ardından çay içildi. Özel veda seremonisi uygulandı. Km saatine bakınca toplamda 250km yapıldığı görüldü. Bu kısa bir yoldu ama biliyoruz ki o kısa yol cümlemizden kalıcı.
Eril & Ergin... Baba, oğul...
Babası Eril'i görmek istedi. Eril Şile'de Işık Üniversitesi'nde okuyor. Şimdi yaz okulu zamanı. Eril dün gece çok çalışmış olmalı. Uykuluydu. Gece 02.30 - 03.00 sularında uyuduğunu söyledi.
Fotoğrafı çektirdi. Sonra şöyle dedi:
Eril - Ne?!.. Blog'a mı koyacaksınız? Ne bu blog? Kim bakıyor bu fotoğraflara? Yoksa kızlar da bakıyor mu? Ya baba ya, adam söylemez mi ya...
Ergin - Eheheh... Dersler nasıl Eril? Eeheheh
Pasta cila... Parlak bir fikir.
Tayfun - Ergin, Allah seni inandırsın dün 4 saat çalıştım.
İlkin yıkadım, sonra bi' pasta bi'cila bi' kromaj... Parlamış di mi? Çeksene abi bi fotoğrafımızı...
Ergin - Offf tamam Tayfun
Tayfun - Parlamış ama di mi?
Ergin içses- Hay başlıcam ya sabahtan beri elli kere parlamış mı olmuş mu zart mı zurt mu...
Ergin - Harika olmuş harika! Kıpırdama Tayfun çekiyorum.
Şile ? Chile ?
Bazı KLAN üyelerinin (2 ?) bir yerlere gittiği istihbaratı geldi. Şile'ye mi, Chile'ye mi ne gitmişler.
Gözümüzle görebilseydik diyeceğim ama nerdeee...